Pamuk Prenses

Dayı ile İnternet'e girdiler, dayı dedi ki;

- Sen Facebook'u biliyor musun?

- Evet biliyoyum

- Senin Facebook hesabın var mı?

- Yok :(

- Sana da açalım mı, ister misin?

- İsterriim, yaşasın, çok mutluyum!

- Tamam, ilk önce adını soyadını söyle o zaman, buraya yazalım

Her heceyi tek tek vurgulayarak dedi ki;

- Paa Muk Pi Ren Ses!

Aranıyor:)

Evde t-shirt'ünü arıyor;

- Pembe pembeee, nerdesiiiin? Burda mı? Yok! 

Bakıyım burda mısın? Yok! 

Aman Yarebbim gene saklanmışsın seni bulamıyorum. 

Yabancı (!) bir dil :)

Arada bir kulağı alışsın, belki bir yararı olur, kelime öğrenir diye İngilizce konuşmaya çalışıyorum kuzuyla, en basitinden tabi ki;

- Nefes, where is your baby?

Konuşmadan uzatıyor bebeği

- Where is the little yellow cat?

Gene konuşmadan uzatıyor

- Let's play with baby and cat

- Anneeeee

- Yes honey

- Anneeee

- Yes, I'm listenning

- Anne İngilizce konuşma ama!

-...

- Ama cat ve baby seni duyamaz ki o zaman, ağlarlar

- Hımmm! 

- Hadi oynayalım şimdi!

Sadece 2!

Bebeğiyle oynuyor, dedi ki;

- Biz şöyle oturalım. 

-Hoşgeldiniz hanımefendi, kaç kişisiniz?

-2

-Bebeğiniz kaç yaşında?

-2 

-siz kaç yaşındasınız?

-2

-Nesi var bebeğin?

-Ateşi

-Kaç derece?

 -2

-Saat kaç?

Koluna baktı ve dedi ki;

-2!!!

Ne zaman öpücem :)

Elinde siyah keçeli bir kalem, sadece deftere resim yapabileceği konusunda bolca uyarıya rağmen kalemi sağa sola sallıyor korkmadan.

 Dedim ki;

- O koltuğu boyarsan seni öpücem, haberin olsun!

Babası dedi ki;

- Allah Nefes,  anne öpecekmiş seni!

- Hayır baba, boyarsam öpecek, sen yannış anlamışsın!!!!